Anıl Kıral

Karalamalarım

Müzik - 25/02/2024

Rock müziğinin tanrıları: Duman

Yakından tanıyanlar bilir, kendimi bildim bileli, ilk şarkılarını dinlediğim andan beri sıkı bir Duman hayranıyım. Yaklaşık 15 senedir neredeyse hiç bir konserlerini kaçırmadım. Tabi genç yaşlarda ön sıralarda daha fazla heyecanlı bir şekilde dinlerken, otuzlu yaşlara gelmemle birlikte artık biraz daha orta taraflarda müziğin tadına vararak konserlere gitmeye devam ediyorum. 22 Şubat tarihinde Ooze Venue‘deki konserleri son zamanlarda izlediğim en iyi Duman performanslarından birisiydi.

Playlist olarak bu sefer biraz farklı şarkılar vardı karşımızda. Özellikle daha çok ilk zamanlarından şarkılar duyduk. Bu şarkılar uzun süredir konserde dinlemediğimden dolayı mıdır bilmiyorum fakat kulağa çok daha güzel geldi. Özellikle Batu, yaşı ilerledikçe müziğini gerçekten başka bir kaliteye çıkarıyor. Sadece konserden konsere giderek bile aradaki farkı çok net anlayabiliyorsunuz. Aynı şekilde Kaan Tangöze de, yaşlandıkça vokal olarak çok daha oturaklı bir hale gelmiş. Tabiki gençliğindeki sesi ve yorumlaması da bambaşka bir hayranlık unsuruydu fakat bu kadar uzun süredir sahnede kalan grubun, bizlerle, şarkılarıyla ve sanatlarıyla doğru orantılı olarak olgunlaşması, Duman hayranlarının oldukça hoşuna giden bir detay oluyordur diye tahmin ediyorum.

Konserin en ilgi çekici kısımlarından birisi ise Kaan’ın Mayıs ayı gibi stüdyoya gireceklerini ve yeni bir albümün geldiğini duyurması oldu. En son 2013 yılında çıkardıkları Darmaduman albümünden sonra -dile kolay, son albümün üzerinden 11 sene geçmiş- bu albüm müjdesi sanırım tüm hayranları heyecanlandırmıştır. Bu albümün önemi biraz da aslında yukarıda bahsettiğim konudan kaynaklanıyor benim için. Çünkü Darmaduman albümünde bile geçmişteki şarkılardan biraz daha farklı bir havada şarkılar üreten Duman’ın bu albümde çok değişik bir müzik ile karşımızda olacağını düşünüyorum. Zaten Ari Barokas ve Kaan Tangöze‘nin de solo albümlerinde aslında sanattaki değişikliklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Şimdi ise tüm grubun farklı bir yönünü keşfedeceğimiz bir albüm ile karşılaşacağız.

Konsere dönecek olursak, artık soloları çok daha iyi oturmuş, eski Duman’ın önemsediği şarkı sözlerinden çok müziğin ön plana çıktığı bir konser gibi hissettim. Uzun atılan ve çok fazla kaçık olmayan sololar, farklı notalar ile daha tok bir şekilde çalınan şarkılar grubun da zaman içerisinde yaşayan ve gelişen bir yapıya sahip olduğunu her konser çok daha net bir şekilde hissettiriyor.

Bir de son olarak Duman’ın konser performanslarında kesinlikle çıktıkları mekan çok büyük bir yer tutuyor. İzmir’de son zamanlarda hep açık havada dinlediğim Duman ile, eski bir rock konseri mekanı olan Ooze Venue arasındaki fark hissedilir şekilde bambaşka. Bu tabiki sadece mekan ile değil, o mekana gelen dinleyiciler ile de alakalı. Açık hava konserlerinde genelde çok fazla genel izleyici bulunurken, Ooze Venue gibi kapalı ve rock konseptli konser mekanlarında Duman dinleyicisi kendisini çok daha fazla hissettiriyor. Zaten ilk gününden beri de dinleyici ile bütünleştiğinde çok daha iyi müzik yapan Duman’ı bu yüzden bu tip mekanlarda izlemek kesinlikle ilk tercihiniz olmalı. Zaten açık hava konserlerinde genelde 2 saatlik bir performans gösterirken, yukarıda bahsettiğim konsept kapalı mekanlarda konser süreleri neredeyse en az 3-3.5 saati buluyor. Bu istatistik bile aslında bu teoriyi destekleyecek güzel bir yöntem olarak kullanılabilir.

Sözün kısası, Duman hala Türk rock müziğinin tam ortasında oturuyor ve bu gidişle de oturmaya devam edecek gibi duruyor. Yeni albümleriyle birlikte de ülkemizin müziğini hangi yöne götüreceklerini, ne tür katkılar yapacaklarını heyecanla bekliyorum.

Bağlantılar

Linkedin

Twitter

Hakkımda

Kategoriler

Müzik (1)

Spor (1)

Arşiv

Mart 2024 (1)

Şubat 2024 (1)